KARANLIKTAKİLER (Senaryo: Çağan Irmak) |
“-Neden korkuyorsun dışardan mı? O Dışarısı bizi tükürüp
attı Gülseren Hanım niye korkuyorsun.”
uyorum, sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya
çalışıyorum. Sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrika sahibi Saim
Bey... Sen mi büyüksün? Hayır ben büyüğüm, ben Yaşar Usta. Sen benim yanımda
bir hiçsin anlıyor musun, bir hiç, gözümde pul kadar bile değerin yok ama şunu
iyi bil: Ne oğluma ne de gelinime birşey yapamayacaksın, yıkamayacaksın,
dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi çünkü bizler birbirimize para pul
ile değil sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz, biz bir aileyiz, biz
güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun. Dokunma artık
aileme, dokunma çocuklarıma, dokunma oğluma, dokunma gelinime... Eğer onların
kılına zarar gelirse, ben, Ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben Yaşar
Usta! Hiç düşünmeden çeker vururum seni... Anlıyor musun? vururum ve dönüp
arkama bakmam bile...
UMUT (Senaryo: Yılmaz Güney, Şerif Gören) |
GÖNÜL YARASI (Senaryo: Yavuz Turgul) |
n yürüyeceğimi biliyorum...Demek ki yaşanan onca hayal
kırıklığı, sürgünler, fişlenme, sorgular bana bir şey öğretememiş...Tuhaf bir
durum...Acı çekmeye gönüllü olmak, ruhunu o işten alamamak...Bana hem keder
verdi hem mutluluk...Acını katmerleştirmemek için artık sana da görünmeyeceğim
kızım...Beni affet demiyorum, evlat sahibi olamamak korkunç bir şey...Kendi
ideallerimin bedelini sana ödetmem affedilmez yavrum...Hepimiz hayallerimizin
kurbanıyız. Benim adım niye Nazım? Senin adın Piraye? Ağabeyin Mehmet niye?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder