Cannes Film Festivali’nde bu yıl
ilk kez izleyici karşısına çıkan ve Büyük Ödülü kazanan Coen Kardeşler’in son
filmi “Inside Llyewn Davis/Sen Sarkılarını Söyle” 1960’ların Greenwich
Village’ında tanınmış bir folk şarkısı Llyewn Davis’in tutunmaya çalışmasını
konu eden ve müzik tutkunlarını kalbinden vuran bir yapım.
Kahramanımız Llyewn Davis,
Greenwich Village’daki barlarda sahne alan yetenekli bir folk şarkıcısıdır.
Birlikte iyi bir ikili oluşturdukları Mike’in intiharından sonra tek başına
müzik yapmaya çalışacak ancak piyasada kendine yer bulmakta zorlanacaktır.
Sanat ile uğraşmak ve de
tutunmaya çalışmak, kendini ispat etmek zordur. Uğraşanlar bilir. Birçok zorluk
üreticiliğinizi beslerken birçok zorlukta üreticiliğinizden çok şey götürür. Llyewn
Davis, için de durum böyle; üstüne bir de ortağı Mike’in intihari eklenince
durum hepten çekilmez oluyor. Filme Coen’lere has duygu ve atmosterinde
eklenmesi ile izlediğinizden keyif alıyor, Llyewn Davis’e ise acıdığımız bir seyirliğe
dönüşüyor. Llyewn Davis’in boğuşması gereken o kadar çok şey vardır ki: kalacak
bir yeri yoktur, parasızdır, bir çocuğunun olduğunu öğrenir, şarkılarını
dinlemesi için gittiği yapımcıyı bulabilecek midir, bulsa bile şarkıları ve
sesini beğenecekler midir...? Tüm bu soru ve sorunlara gündelik zamanda aniden
oluşan “an”larında eklemesi ile Llyewn Davis, başta kendine sonra da çevresine
yabancılaşır. Yalnızlaşır ve umutsuzluğa sürüklenir. Inside Llyewn Davis bu yapısı ile Coen’lerin 1991 yapımı “Barton
Fink” ile ortaklık taşır.
Müzikseverler ile sinema
severleri birlikte tavlayan film başta başrol oyuncusu Oscar Isaac’ın
performansı ile görülmeyi hakeden bir yapım. Hemen belirtelim Oscar Isaac’ın
filmde okuduğu şarkılar oyuncunun kendi sesinden. Country müzik sevenleri ihya eden, sevmeyen
ya da bu müzik ile tanışmayanlara da bu müziği sevdiren/tanıtan Inside Llyewn
Davis’in en trajik sahnesi masa altındaki bir kutu dolusu plaklara yeni
plakların eklendiği sahneydi. Bu kısa an o kadar çok seyi içinde barındırıyor
ve o kadar çok şey söylüyor ki sanat ile uğraşanlara.
Coen’ler sinemasının birçok tipik
özelliklerini barındıran yapısı ile izleyiciyi tavlayan, atmosferi ve
oyuncularının performansları ile de göz dolduran bu yapımı başta Coen’lerin
hayranları sonra da –nedense bilmiyorum- sanat ile uğraşanlara tavsiye ederim.
KAAN OKAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder