11 Şubat 2016 Perşembe

DESDE ALLA / UZAKTAN


Armando adında 50 yaşında bir adamın 17 yaşındaki sokak serserisi Elder adlı bir gençle tanıştıktan sonra değişen hayatlarını konu alan bir film. Desde Alla. Türkçesiyle Uzaktan. 72. Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan'ın sahibi olan filmin yönetmen koltuğunda ise Lorenzo Vigas oturuyor. Desde Alla, ayrıca New York Üniversitesi'nde sinema eğitimi almış olan Vigas'ın ilk uzun metraj filmi olma özelliğine sahip.

Las Elefantes Nunca Olvidon (Filler Asla Unutmaz) adlı bir kısa filmin yönetmenliğini de yapmış olan Vigas'ın ilk uzun metraj filmiyle Altın Aslan'ın sahibi olması, New York Üniversitesi'nde aldığı sinema eğitiminin yanı sıra sahip olduğu potansiyel vizyonun da göstergesi hiç şüphesiz. Ki söz konusu Desde Alla gibi psikolojik -ki bu çok zordur- ve azınlık olarak da nitelendirebileceğimiz "öteki" tarzdaki insanlara hitap eden -ki bu da çok risklidir- bir film ise. Bütün bunların dışında tarihte ilk kez Venezuela'dan bir filmin Venedik Film Festivali'nde yer aldığı bilgisini de atlamamak gerekiyor tabii. Zira Vigas bu durumdan duyduğu "haklı" gururu şöyle özetlemiş: "Tarihte ilk kez Venezuela'dan bir film Venedik Film Festivali'nde yer aldı. Biz müthiş bir ulusuz. Birbirimizle daha fazla diyalog halinde olacağız ve kötü günleri atlatacağız. Hepinize teşekkür ediyorum!"

Guilermo Arriaga'nın hikayesinden uyarlanan filmin oyuncularına bakacak olduğumuzda başrolde sokak serserisi Elder'i canlandıran genç oyuncu Luis Silva'yı ve Armando'yu canlandıran başarılı aktör Alfredo Castro Gomez'i görüyoruz. Şili Üniversitesi'nde tiyatro eğitimi almış olan Castro'yu yer aldığı çeşitli televizyon dizilerinde ve o dizilerdeki oyunculuğundan aldığı ödüllerin yanı sıra The Club (2015), Kız Kardeşler (2013), No (2012), Post Mortem (2010) ve kendisine hem Cinemanila Film Festivali hem de Havana Film Festivali'nde "en iyi erkek oyuncu" ödülünü kazandıran Tony Monero (2008)'dan tanıyoruz.


Armando'nun kötü emelleri için evine aldığı gençlerden biri olan Elder, Armando'nun komutlarını dinlemeyecek üstüne üstlük onu bir güzel dövecek ve cüzdanını alıp evden kaçacaktır. Fakat bu dayak Armando'nun Elder'e olan ilgisinin önüne geçememiştir. Elder'i bir saplantı haline getirir. Bir kız arkadaşı olan Elder ise bu durumdan başlarda rahatsız olsa da, bundan faydalanır. Bu faydalanma, Elder'e, tamir ettiği arabanın satın alınmasından tutun da hastalandığında evinde özel bakıma kadar gider. Ne var ki en sonunda Elder de Armando için bir şeyler yapmak ister. İlk olarak sohbet arasında sonradan ortaya çıkan babasının ölmesini istediğini söyleyen Armando'nun iki çift sözüne bakar ve Armando'nun babasını öldürür. Daha sonra ise onun duygularına karşılık verir ve onunla beraber olur. Fakat bu durumun kendisinde beklediği duyguları oluşturamayan Armando, Elder'i polise ihbar eder ve Elder bir sabah ekmek almak için çıktığı eve bir daha giremez.

Hayatını tam olarak istediği gibi yaşayamamış ve evine aldığı sokak serserilerinin popolarına bakarak mastürbasyon yapan Armando'yu henüz filmin başlarında ''yaşlı eşcinsel sapık'' ilan etmeden önce filmin devamını izlemek gerekir. Zira, Elder ile yaşayacaklarından haberimiz yok. Ki bu durum filmde, başından saptadığımız sonuçlara da bir darbe niteliği taşıyor. Ters köşe durumu. Ayrıca her ne kadar adının aşk olduğu konusu hakkında pek çok kez sorgulanmaya gidiliyor olsa bile, Armando'nun yaşlı duygusuz bir sapık olmadığı olmadığı kanaatine kolayca varılabilir.


Elder'in film başlarında Armando'yu döverek ''kendince'' kanıtladığı durum aslında Elder'in kendi içinde bir kaçış olabilir miydi? Bir kız arkadaşı olmasına rağmen Elder, Armando'nun kendisine olan ilgisinden hoşlanmış mıydı? Yönetmen Vigas bu durumu net olarak nitelemezken, seyircinin duygu ve ideolojik durumuna paralel olarak geliştirmesini istemiş olabilir. İzleyicisini kendi içinde sorgulamalara götüren film başarılıdr. Elder başlarda Armando'yu aşağılamak için kullandığı ''yaşlı ibne'' sözlerini onunla birlikte olduktan sonra kendi için de kullanacak mıydı? Vigas bu duruma fırsat vermemiş, Elder'in kendi içinde hesaplaşmalarını seyirciye yansıtmamıştı. Ayrıca Elder'in Armando ile birlikte olduğu gecenin sabahında polis tarafından yakalanmış olması bu hesaplaşmaları düşünmeye vakti olmadığının da bir gerçeği.

Yönetmen Vigas, filmde Venezuela'nın sosyo-ekonomik durumuna da alttan alttan dikkat çekmiş. Şöyle ki: bir tarafta sokak serserleriyle dolu, yıkık dökük, bakımsız yerleşimler ve oranın küçük esnafı, diğer tarafta ise gökdelenler, beyaz yakalı insanlar... Vigas bunu yaparken aslında filmin tipik ''burjuva bir eşcinsel aşk'' temasında olmamasını istemesinden de kaynaklanıyor olabilir. Zira Elder de sokak serserliğinin ''avarelik'' algısını oto tamircide çalışarak yıkıyor bence. Ve bütün bunlar aslında filmi tek bir konu altında birleştirmektense izleyicisine geniş bir perspektif sunuyor. Odak noktalarımız sadece Elder ile Armando'nun yaşadıklarıyla sınırlı kalmazken izleyici aktif konuma getirilerek filme dahil ediliyor. Tıpkı yukarda yazdığım -sizin ideolojik ve duygularınıza paralel olarak gelişen- Armando ile birlikte olan Elder'in kendi içindeki hesaplaşmaları.

Teknik açıdan filmi eleştirmeye başladığınızda sizi durduran: Vigas'ın ilk uzun metraj filmi olması ve ona paralel ilk filminin Altın Aslan sahibi olması. Aldığı ödül filmin teknik kısmının tamamının kusursuz olduğu konusu hakkında ölçüt değil. Fakat şunları söyleyebiliriz ki, Vigas teknik aşamada potansiyel vizyonunun avantajlarına sahip. Bu durum da ilerde yapabilecekleri konusunda güçlü sinyaller veriyor. Go Vigas!


Konuk Yazar: ALİ DEMİRTAŞ 
http://momamijournalist.blogspot.com.tr/