30 Ocak 2013 Çarşamba

SİNEMA VE EDEBİYAT ARASINDAKİ TUTKULU AŞK


Günümüzün en çok takip edilen iki büyük sanat dalı (Edebiyat ve Sinema) arasındaki tutkulu aşk öyküsünü okumaya ne dersiniz?

Türk sinemasında edebiyat uyarlamaları 1960’li yıllarla birlikte yoğunluk kazanmıştır Bu yıllar sadece edebiyat uyarlamalarının yoğun olduğu bir dönem değil genel olarak Türk sinemasında üretimin arttığınıda görmekteyiz. Yeşilçam Öykü Sineması” adlı kitabında Serpil Kırel bu yılları “... Üretim enflasyonun yaşandığı bu yıllarda birdenbire Türk filmi talebinde bir patlama yaşanır. Çok sayıda film daha önce alışkın olunmadık bir biçimde hızla üretilmesi gerekir. Artan talebe yanıt verebilmek için yerli ve yabancı edebiyat ürünleri yanında, sahne oyunları ve resimli romanlar sinemaya uyarlanır.” şeklinde özetlemiştir.

Romanı bir senaristin uyarlaması, senaristin yazar kimliği ile sinemacı kimliğini harmanlayarak yepyeni bir oluşumu ortaya çıkarabilmesini sağlayabilir. Ancak burada da bazı sıkıntılar söz konusudur. Örneğin Adalet Ağaoğlu, “Fikrimin İnce Gülü” adlı romanından uyarlanan filmi beğenmeyerek mahkemeye başvurmuş, Tarık Dursun K., “Alçaktan Uçan Güvercin” filmine senaryoyu da bizzat kendisi yazmasına rağmen, ortaya çıkan sonuçtan memnun olmamıştır. Füruzan, Işıl Özgentürk, İnci Aral, Ümit Kıvanç, Feride Çiçekçioğlu, Metin Kaçan gibi isimler ise yazar kimliklerinin yanına sinemacılığı da eklemişlerdir.

Adalet Ağaoğlu ‘Sinema Edebiyatın Kapısını Çalacaksa…’ adlı  yazısında Türk sinemasının ‘özgün film senaryolarından çok edebiyata yani roman, hikaye, sahne oyunu hatta şiirlere dayanan bir geçmişe sahip’ olduğu fikrini dile getirmiştir.

“Sinema araştırmacısı Agah Özgüç romandan uyarlanan filmleri şu şekilde tasnif eder:
“1.Kurtuluş Şavaşı ve Edebiyat uyarlamaları
2.Köy ve Kasaba Edebiyatı Uyarlamaları
3.Polisiye, serüven, casusluk romanları uyarlamaları
4.Dram ve melodram ve hafif roman uyarlamaları
5.Tarihsel roman uyarlamaları
6.Güldürü edebiyatı uyarlamaları
7.Sosyal roman  uyarlamaları

Türk sinemasının başlangıcındann günümüze kadar edebiyattan uyarlanan bazı belli başlı filmleri şöyle sıralayabiliriz:

Türk sinemasının başlangıç döneminde; ilk konulu filmin 1917’de Moliere’in “Zoraki Nikah” adlı oyunundan uyarlanan “Himmet Ağa’nın İzdivacı” olduğu belirtilir. Bu dönemde Namık Kemal’in “Vatan Yahut Silistre”, Mehmet Rauf’un “Pençe”si ile “Casus” adlı konulu filmler çekilir. Nazım Hikmet’in “Yolcu” adlı oyunu sinemaya uyarlanır.

Daha sonra Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın tiyatroya da uyarlanmış olan “Mürebbiye” adlı eseri, Ahmet Fehim tarafından 1919 yılında sinemaya uyarlanır.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Nur Baba” romanı “Boğaziçi Esrarı” adıyla  1922’de , Halide Edip Adıvar’ın “Ateşten Gömlek”’i 1923’de, Peyami Sefa’nın “Sözde Kızlar” romanı 1922’de filme alınmıştır.

1940’lı yıllara geldiğimizde ise 1945’de Muhsin Ertuğrul’un Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Yayla Kartalı” oyununu. 1947’de ise Nazım Hikmet’in “Kızılırmak-Karakoyun”u  sinemaya uyarladığını söyleyebiliriz. Halide Edip Adıvar’ın “Vurun Kahpeye”si (İlki 1949’da Lütfi Ö. Akad tarafından) üç defa sinemaya uyarlanmıştır.

1947 yılında Şadan Kamil, Kerime Nadir’den “Seven Ne Yapmaz”ı; 1951’de Sami Ayanoğlu, Esat Mahmut Karakurt’tan “Allahaısmarladık”ı; 1956’da Osman F. Seden, Muazzez Tahsin Berkand’dan “Sönen Yıldız’ı; 1953’de Atıf Yılmaz, Kerime Nadir’den “Hıçkırık”ı sinemaya uyarlamıştır. Kerime Nadir, Muazzez Tahsin Berkand ve Esat Mahmut Karakurt'un eserleri (kimisi 2.kere olmak üzere) filme alınmıştır.

Halit Ziya Uşaklıgil’in “Kırık Hayatlar” adlı eseri, Halit Refiğ tarafından 1965 yılında sinemaya uyarlanır. Filmin “Kırık Hayatlar”a çağdaş ve geçerli bir yorum katmayı da başardığı söylenmektedir.

Türk sineması, Türk edebiyatından özellikle roman ve hikaye türünden fazlayla faydalanmıştır. Bu türlerden uyarlanan belli başlı eserlerini şöyle sıralayabilirz:

1. Peyami Safa: Cumbadan Rumbaya (1961), Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (1967), Sözde Kızlar (1967), Sabahsız Geceler (1968), Cingöz Recai (1969)
 2. Aka Gündüz: Dikmen Yıldızı (1962), Üvey Ana (1967 ve 1971), Bir Şoförün Gizli Defteri (1967), İki Süngü Arasında (1973)
3. Ömer Seyfettin: Kara Peçe (1970)  
4. Halide Edip Adıvar: Döner Ayna (1964), Vurun Kahpeye (1949, 1964 ve 1973), Sinekli Bakkal (1967)  
5. Reşat Nuri Güntekin: Dudaktan Kalbe (1965), Akşam Güneşi (1966), Çalıkuşu (1966), Bir Dağ Masalı (1967), Yaprak Dökümü (1967), Değirmen (1986)
6. Hüseyin Rahmi Gürpınar: İç Güveysi (1970), Gulyabani (Süt Kardeşler adıyla) (1976)  
7. Halit Ziya Uşaklıgil: Kırık Hayatlar (1965)
 8. Orhan Kemal: Avare Mustafa (1961 ve 1980), Murtaza (1965 ve 1984), Vukuat Var (1972), Mahpus (1973), Sokaklardan Biz Kız (1974), El Kızı (1966)  
9. Fakir Baykurt: Yılanların Öcü (1961 ve 1985)  
10. Necati Cumalı: Susuz Yaz (1963), Boş Beşik (1969), Dila Hatun (1977), Mine (1982), Tutku (1984), Dul Bir Kadın (1985), Adı Vasfiye (1985)
11. Kemal Bilbaşar: Cemo (1972)  
12. Yaşar Kemal: Urfa İstanbul (1968), Alageyik (1969), Ağrı Dağı Efsanesi (1975), Yılanı  Öldürseler (1981), Yer Demir Gök Bakır (1987)  
13. Aziz Nesin: Gol Kralı (1980), Zübük (1980)  
14. Rıfat Ilgaz: Hababam Sınıfı (1975), Karartma Geceleri (1990) 15. Füruzan: Benim Sinemalarım (1990) (Füruzan, kendi öyküsünden uyarladığı bu filmi Gülsün Karamustafa ile birlikte yönetmiştir.)  
16. Ferit Edgü: Hakkari’de Bir Mevsim (1982)  
17. Pınar Kür: Asılacak Kadın (1986), Yarın Yarın (1987)  
18. Muzaffer İzgü: Üç Halka 25 (1985), Zıkkımın Kökü (1992)
19. Duygu Asena: Kadının Adı Yok (1987)  
20. Yusuf Atılgan: Anayurt Oteli (1986)
 21.  Kemal Tahir: Karılar Koğuşu (1989)  
22. Zülfü Livaneli: Mutluluk (2007)  
23. Nahid Sırrı Örik: Abdülhamit Düşerken (2002), Kıskanmak (2009)  
24.  Doğu Yücel: Hayalet Kitap (Okul adıyla) (2003)  
25. Hasan Ali Toptaş: Gölgesizler (2008)

Türk Sineması, Türk edebiyatının sadece roman türünden yararlanmamıştır. Şiir ve destanlardan da yararlanılmıştır. Ahmet Muhip Dıranas’ın şiirinden hareketle çekilen “Fahriye Abla” (1984) bu konuda en tanınmış örnektir. “Bunun gibi bilhassa halk hikayesi, destan ve masal gibi halk edebiyatı mahsülleri de Türk sinemasınca değerlendirilmiştir. Bu çalışmalarda asıl maksat; folklor ya da ulusaıl bir geleneğin araştırılması olmamıştır. Masallar ya da destanlar egzotik bir filme dönüşmüş ya da o an izleyici tarafından beğenilen bir türün yardımcı unsuru olarak kullanılmıştır. Köroğlu (1963 ve 1968), Keloğlan (1965 ve 1971), Keloğlan ile Cankız (1972), Keloğlan ile Cankız (1972), Keloğlan Aramızda (1971), Nasreddin Hoca (1965 ve 1971), Zaloğlu Rüstem (1966), Battal Gazi (1966), Bttal Gazi Destanı (1971), Battal Gazi’nin İntikamı (1972), Ferhat ile Şirin (1966), Kerem ile Aslı (1971), Arzu ile Kamber (1971), Leyla ile Mecnun (1972), Dertli Pınar (1978 ve 1982) gibi eserler halk edebiyatı mahsullerinden uyarlama eserlerdir.”

Görüldüğü gibi, Türk edebiyatı Türk sinemasına başta roman ve hikaye olmak üzere diğer türleriyle de kaynaklık etmiştir. Kimi romanlar iki hatta üç kez sinemaya uyarlandığını görmekteyiz. Uyarlanan romanlar çoğu zaman romana göre vasat kalırken kimi filmlerde roman gibi başarılı olmuştur.

Hiç yorum yok: