31 Mart 2013 Pazar

REPLİKLERLE TÜRK SİNEMASI

Sevgili sinemaseverler sizler için Türk sinemasından beğendiğim repliklerin beş tanesini derledim. (Sıralama karışıktır.)



 KARANLIKTAKİLER (Senaryo: Çağan Irmak)



“-Neden korkuyorsun dışardan mı? O Dışarısı bizi tükürüp attı Gülseren Hanım niye korkuyorsun.”










BİZİM AİLE  (Senaryo: Sadık Şendil)
Bak beyim, sana iki çift lafım var! Koskoca adamsın, paran var, pulun var, binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak? Yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak? Ama nasıl yakışmasın ki... Sen değil misin öz kızına bile acımayan, bir damlacık saadeti çok gören, anlamıyor musun beyim bu çocuklar birbirlerini seviyor... Ama ben boşuna konuşuyorum, sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. Sen büyük patron, milyarder, para babası, fabrika sahibi Saim Bey... Sen mi büyüksün? Hayır ben büyüğüm, ben Yaşar Usta. Sen benim yanımda bir hiçsin anlıyor musun, bir hiç, gözümde pul kadar bile değerin yok ama şunu iyi bil: Ne oğluma ne de gelinime birşey yapamayacaksın, yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi çünkü bizler birbirimize para pul ile değil sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz, biz bir aileyiz, biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun. Dokunma artık aileme, dokunma çocuklarıma, dokunma oğluma, dokunma gelinime... Eğer onların kılına zarar gelirse, ben, Ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben Yaşar Usta! Hiç düşünmeden çeker vururum seni... Anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile...








UÇURTMAYI VURMASINLAR (Senaryo: Feride Çiçekoğlu)


"İnci, niye uçmuyor bu uçurtma?"
"Uçar birgün"
"Burda uçmaz Barışcım, çok küçük gelir bu avlu ona."
-"Küçük uçurtma uçururuz."
"Yine uçmaz. kocaman çayırlarda uçurmak gerekir."
"Kocaman çayır nasıl olur İnci ?"










UMUT (Senaryo: Yılmaz Güney, Şerif Gören)





"-Atı ölmüş bir arabacı borcunu ödeyemez arkadaşlar.Atı ölmüş bir arabacı kolu kesilmiş bir adama benzer...Şimdi Cabbar ne yapar?..E parası yokki yeni bir at satın alsın.
-Atını ve arabasını satalım, parayı bölüşelim, Cabbar'ın hepimize borcu var."















GÖNÜL YARASI  (Senaryo: Yavuz Turgul)

"Ben...Ben bütün bunları niye yaptım hala bilmiyorum..? Niye kendimi bu yalnızlığa mahkum ettim, niye ailemin beni terk etmesini engelleyemedim, niye hayatımı boş hayaller için yok ettim, bilmiyorum...Üstelik sonunda elime geçen ne biliyor musun? Koskoca bir hiç...Sadece üç-beş öğrenci mektubu, içinden çıkan fotoğraflar...İşin en acıklı yanı da şu kızım : Bir daha dünyaya gelsem yine aynı yollardan yürüyeceğimi biliyorum...Demek ki yaşanan onca hayal kırıklığı, sürgünler, fişlenme, sorgular bana bir şey öğretememiş...Tuhaf bir durum...Acı çekmeye gönüllü olmak, ruhunu o işten alamamak...Bana hem keder verdi hem mutluluk...Acını katmerleştirmemek için artık sana da görünmeyeceğim kızım...Beni affet demiyorum, evlat sahibi olamamak korkunç bir şey...Kendi ideallerimin bedelini sana ödetmem affedilmez yavrum...Hepimiz hayallerimizin kurbanıyız. Benim adım niye Nazım? Senin adın Piraye? Ağabeyin Mehmet niye?"





Hiç yorum yok: